actrice ahenk altin anadolu ataturk baby bayrak bébé beyaz blanc cceurs cicek
Rubriques
>> Toutes les rubriques <<
· =GRAFİKLERİM ==>öncelikli (948)
· SÖZLER (271)
· SERBEST ÇALIŞMALARIM. (539)
· "KUR'AN DiYOR Ki ; (129)
· KARAKALEM RESİMLERİM (162)
· DEYiŞ & NEFES & SEMAH & iLAHi & TÜRKÜ (133)
· ZEMINI ALTIN SARISI OLAN CALISMALAR (275)
· DESEN TUBELER (597)
· SAKLI BAHÇE (241)
· =T U T O R i A L S ==>öncelikli (212)
· Karakalem manzara resimleri
· Yunus EMRE den
· PADİŞAH FATİH SULTAN MEHMET HAN VE DERS ALINASI SÖZLERİ
· Yunus EMRE den
· Yunus EMRE den
· Yunus Emre & "Eğer Aşkı Seversen" Ve İlaveten.
· (Turkce)Tesekkur ederim 2
· Turnalar
· Hiç Dikkat Ettiniz mi ?
· Ben Gelmedim Dava için
· *ATATÜRK RESİMLERİ*
· SEMAH VE DEYİŞ
· İncitme - Alvarlı Efe Hazretleri
· Bana Seni Gerek Seni
· KızKulesi-İstanbul
Date de création : 14.08.2013
Dernière mise à jour :
07.02.2023
7572 articles
MİTOLOJİDE / ETİMOLOJİDE ZÜMRÜDÜ ANKA KUŞU
Simurg sözcüğü Farsça veya bir diğer ismiyle Zümrüdü Anka efsanevi bir kuştur. Pers mitolojisi kaynaklı olsa da zamanla diğer Doğu mitoloji ve efsanelerinde de yer edinmiştir. Sênmurw (Pehlevi) ve Sîna-Mrû (Pâzand) diğer isimlerindendir. Ayrıca zaman zaman sadece Anka kuşu olarak da anıldığı olmuştur. Türk mitolojisinde karşılığı Tuğrul kuşu’dur.
İsim Avesta’daki ”Saêna kuşu”ndan türemiştir. Orijinalde bir yırtıcı kuş, kartal veya şahin, olduğu etimolojik olarak aynı olan Sanskritçe çıkarılabilir.
Halk etimolojisinde ilişkilendirilen ilk öğe Farsça sī “otuz”dur. Fakat tarihi anlamda ilgili değillerdir. Mistik kuş Simurg Fars sanatında kuş şeklinde, kanatlı dev bir yaratık olarak resmedilmiştir. Zaman zaman köpek başına ve aslan pençelerine sahip bir tavus kuşu olarak da resmedilmiştir. Bazen insan yüzü ile de resmedildiği olmuştur. Bir bölümü memeli olduğu için yavrularını emzirirdi. Yılanlara karşı bir düşmanlığı vardı ve yaşadığı yer fazlasıyla sulaktı. Bir antik İran tanımında Simurg’un kendisini alevlerle kaplayana kadar 1700 yıl yaşar, daha sonraki tanım ve kayıtlarda ise onun ölümsüz olduğu ve Bilgi Ağacı’nda bir yuvası olduğundan bahsedilmiştir.
İran efsanesine göre, bu kuş o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur. Tüm bu zaman boyunca, Simurg o kadar çok öğrenmiştir ki tüm zamanların bilgisine sahip olmuştur.
Sasani Persler Simurg’un yere bereket bahşedeceğine ve dünya ile göğün arasındaki birliği sağlayacağına inanırlardı. Yaşam ağacı, Gaokerena’da tünediğine ve her türlü şeytani şeyi tedavi eden, düzelten kutsal Haoma bitkisinin yöresinde yaşadığına inanılırdı. Daha sonraki İran geleneklerinde Simurg ilahiliğin bir sembolü haline gelmiştir. Ayrıca, Sên-Murv/Simurg Pers edebiyatında Homâ olarak tanımlanmış, Arapça’ya ise Rukh olarak girmiştir.
Simurg uçuşa kalktığında, bilgi ağacının yaprakları titrer her bitkinin tohumlarının dökülmesine neden olurdu. Bu tohumlar dünyanın her yanına dağılır gelmiş geçmiş her bitki çeşidinin kök almasını sağlar ve böylece de (bu bitkiler yoluyla) insanoğlunun tüm hastalıklarını tedavi ederler. Simurg’un tüylerinin bakır renginde olduğu söylenmiştir. Her ne kadar başlarda bir köpek-kuş olarak tasvir edilse de, daha sonraları sıklıkla bir insan veya köpeğin başıyla gösterilmiştir. Onun iyilik sever bir doğası olduğu ve kanatlarının bir dokunuşunun her türlü hastalık veya yarayı tedavi edeceğine inanılırdı.
EFSANESİ:
Rivayet olunur ki;
Kuşların hükümdarı olan Simurg ( Zümrüt-ü Anka, Kaknus, ya da batıda bilinen adıyla Phoenix ), Bilgi Ağacının dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesidir. …
Kuşlar Simurg‘a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş.
Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg’u bekler dururlarmış.
Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg’un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
Ancak Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, hepsi birbirinden çetin yedi vadi…
İstek,
Aşk,
Marifet,
İstisna,
Tevhit,
Hayret ve
Yokluk vadileri…
Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar.
İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş…
“Ask Denizi”nden geçmişler önce…”.
“Ayrılık Vadisi”nden uçmuşlar…” .
“Hırs Ovası”nı aşıp,
“kıskançlık Gölü”ne sapmışlar…
Kuşların kimi “Ask Denizi”ne dalmış,
Kimi “Ayrılık vadisinde kopmuş sürüden…
Kimi hırslanıp düşmüş ovaya,
Kimi kıskanıp batmış göle…
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış) ;
Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
Baykuş yıkıntılarını özlemiş;
Balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi
“şaşkınlık” ve sonuncusu Yedinci Vadi “yokoluş”ta bütün kuşlar umutlarını
Yitirmiş…
Kaf Dağı’na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş:
Farsça “si”, “otuz” demektir… murg” ise “kuş”…
Simurg’un yuvasını bulunca anlamışlar ki; “Simurg – otuz kuş” demekmiş.
Onların hepsi Simurg’mus.
30 kuş, anlamışlar ki,
Aradıkları sultan, kendileridir
Ve
Gerçek yolculuk,
Kendine yapılan yolculuktur.
KAYNAKÇA:
1. Doç. Dr. Ali Duymaz. Anadolu ve Balkan Türklerinin Halk Anlatmalarında Mitolojik Bir Kuş: Zümrüdü Anka.. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt: 1 Sayı: 1 Yıl: 1998.
2. Yard. Doç. Dr. Erdoğan Altınkaynak. Yer Altı Diyarının Kartalı.. erdoganaltinkaynak.com.
3. H. Dilek Batîslam. Divan Şiirinin Mitolojik Kuşları: Hümâ, Anka ve Simurg.. Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi,İstanbul 2002, 185-208